Açık Gazete: 25 Temmuz 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Trajedi, Komedi, Traji -Komedi, Destan ve Cinnet...

Yunanistan’daki korkunç yangın felaketinde muazzam bir hızla yayılan alevlerden kaçamayacaklarını anlayan 26 kişinin, çoluk çocuk birbirlerine sarılarak ölümü kucaklamayı seçmesi, Sofokles’e yaraşır kadim Yunan tragedyasından alınmış bir sahne gibiydi.

Gazete Duvar internet sitesinden Nikolaos Stelya’nın bildirdiğine göre: Facianın en trajik ayrıntılarından biri Mati’deki Kokkino Limanaki bölgesinde birbirine sarılmış vaziyette bulunan en az 26 yanmış insan cesedi… Bu kişilerin yangından kurtulmak için denize ulaşmaya çalıştıkları esnada, bir yamaçtaki çiftliğe sığındığı ama alevlerin kısa sürede çiftliği de esir aldığı belirtiliyor...Olay mahalline ulaşan ilk yardım ekiplerine göre çiftliğe sığınanlar birkaç ailenin mensubuydu. Küçük çocuklar anne ve babalarına sığınarak hayatlarını kaybetti…

Yunan Kızılhaçı’nın Başkanı Nikos Ekonomopulos olayı şöyle anlatmış: “Bir kurtarma görevlisi şoke edici bir görüntüyü aktardı; 26 kişi, plaja 30 metre kala bir alanda, birbirlerine sımsıkı sarılmış halde bulundu. Bir çıkış yolu bulmaya çalışmışlardı ama ne yazık ki bu insanlar ve çocukları vaktinde yetişemediler” dedi.

Ayrıca, ölenler arasında altı aylık bir bebeğin de bulunduğu, cansız bedenlerin tamamen yanmış olması nedeniyle kimlik tespiti için DNA testi bekleneceği bildiriliyordu.

(https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/07/24/26-kisi-birbirine-simsiki-sarilarak-olume-gitti/)

Aynı haberlerin içinde siyaset ve din insanlarının açıklamalarına bakınca, bu kez de Aristofanes’e yaraşır kadim Yunan komedyalarından doğrudan alınmış gibi duran replikler de yok değildi. Stelya’nın haberinin devamında postmodern toplumun güvenlik devletine ilişkin yeni terminolojinin izleri görülüyordu mesela:

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, en az 74 kişinin yaşamını yitirdiği orman yangınının ardından kabinesini olağanüstü toplantıya çağırmıştı... “Asimetrik tehlike”den söz eden Çipras'ın, aynı anda 10 kadar yangın çıkmasına bakarak, sabotaj ihtimali üzerinde durduğu belirtiliyordu. Yunan milletinin düşmanlarının böylesine büyük bir kumpas hazırlamış olabileceğini düşünen kişi, milliyetçi aşırı-sağ, neo Nazi kanattan birileri değil, sosyalist Syriza partisinin lideri ve ülkenin başbakanı idi.

(Gazete Duvar, agy)

Gelgelelim, itfaiyeciler Başbakan’la aynı fikirde değildi: Yunanistan'da yayımlanan Kathimerini gazetesine konuşan itfaiyeciler, Pendeli Dağı’nın doğu yamacında çıkan yangını bir ‘mega yangın’ olarak niteledi; alevlerin özellikle yanıcı olan çam ağaçlarını sardığını ve güçlü rüzgâr nedeniyle hızla yayılarak sahil bölgesine ulaştığını söyledi. Gazeteye isim vermeden konuşan itfaiyeciler, bu sırada itfaiye ekiplerinin ve helikopterlerin Kineta bölgesinde bir başka yangına müdahale etmesi nedeniyle esas yangın için geç kalındığını belirtti.

Duvar'ın Kathimeri'den aktardığı habere göre, gazete Başbakan Aleksis Çipras’ın ‘kundaklama’ iddiasına karşı çıkarak, devlet mekanizmasının hazırlıksız yakalandığını ve acil durum planı olmadığını yazmıştı.

Kathimerini, deneyimli itfaiyecilere dayanarak, en az 74 kişinin ölümünden bir acil durum planı olmamasını, ilgili kurumlar arasında da koordinasyon sağlanamamasını sorumlu tutmuş. İddiaya göre, devlet mekanizması, Attika bölgesinde mevsimsel koşullar nedeniyle en üst seviyede olan yangın uyarısını dikkate almamış. İtfaiyeciler, ‘yangın mevsimi’nde, Attika bölgesinde aynı anda 10’dan fazla yangın çıkmasının sıradışı olmadığını söylemiş.

(https://t24.com.tr/haber/yunanistanda-itfaiyecilerden-basbakan-ciprasa-kundaklama-degil-ihmal,672011)

Öte yandan, Aristofanes’ten alınma bir traji-komediyi de düşünmemek elde değildi: Cumhuriyet’in bildirdiğine göre facianın Başbakan Aleksis Çipras’ın ateist olması nedeniyle’ yaşandığı iddia eden bir din görevlisine tepki yağmış. Mora (Peloponez) Yarımadası’ndaki Kalavryta bölgesinin piskoposu Amvrosios, “Ateist Başbakan Aleksis Çipras Tanrı’nın öfkesini çekiyor” demiş. Şahsi blogunda yazan piskopos, “Bu facianın sorumlusu, SYRIZA’daki ateistler. Onların ateizmi Tanrı’nın öfkesini çekiyor!” ifadesini kullanmış. Aralarında Ortodoks din görevlilerinin de bulunduğu yüzlerce kişi, piskopostan özür dilemesini istemişse de Amvrosios düşünce özgürlüğü savunusuna geçmiş ve eleştirilere, “sadece şahsi görüşlerini ifade ettiğini” söyleyerek yanıt vermiş.

(http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/1036922/_Yangin_Cipras_ateist_oldugu_icin_cikti__diyen_piskopos_tepki_cekti.html)

Olayın birinci, ikinci, üçüncü derece kahramanlarının, hatta irili ufaklı diğer bütün kahramanlarından bir tekinin bile insan kaynaklı iklim yıkımından tek kelimeyle olsun bahsetmemeleri ise olayı Homeros’tan alınma bir destana dönüştürüyor gibi.

Ya da, değerli Aysim Türkmen’in yerli yerinde hatırlatması üzerine, kadim Yunan yazarlarından günümüz dünyasının en önde gelen yaratıcılarından Hindistanlı yazar Amitav Ghosh’un çarpıcı tespiti ile bir “cinnet” destanına. The Great Derangement (Büyük Cinnet) adlı kitabında Ghosh, küresel ısınma karşısında yeryüzü insanlarının ezici çoğunluğunun hayal güçlerini kullanmaktan tamamen aciz kaldıklarını, iklim değişikliğinin boyutlarını ve şiddetini kavrama yeteneklerini tamamen yitirip, bir tür “kafayı yemişlik” durumuna geçtiklerini keskin tespitlerle anlatıyor: Din, kültür, siyaset ve kudret ilişkilerinin girift koridorlarında dolaşırken, bu sefer de kadim Yunan efsanelerinin “labirent” hikâyelerini hatırlamadan edemiyor insan. Hele kitabın alt başlığına dönüp bakınca, vaziyet iyice öyle sanki: “İklim Değişikliği ve Düşünülemeyen”.

(Amitav Ghosh, The Great Derangement - Climate Change and the Unthinkable, The University of Chicago Press, 2016)

Neyse, hatırlatalım: Vakanüvis hakir, kendisine artık Cassandra diye hitap edilmesini istiyor.

Vakanüvis ÖM