Açık Gazete: 25 Eylül 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Bu Ağaçlar, Güzel Kuşlar...

Shell ve Exxon fosil yakıt devlerinin küresel ısınma felaketini bütün sonuçlarıyla bilip dünyadan gizlediklerini ve fosil yakıt çıkarıp satmaya devam ettikleri gibi, bir de inkârcılığı üst düzeyde sürdürdüklerini haber yapan araştırmacı Benjamin Franta’nın şu kesin ve keskin hükmünü 21 Eylül Vakayinamesinde hikâye etmeye çalışmıştık:   

“Dünya ısındıkça, gezegenimizin yapı taşları yani buz örtüleri, ormanlar, atmosfer ve okyanus akıntıları onarılmaz biçimde değişime (bozulmaya) uğruyor... Savaş planlayıcıları  ve fosil yakıt devleri, insanlık için hangi yıkım seviyesinin uygun olacağına karar verme küstahlığını gösterdilerse de sadece Petrol Devleri bunu uygulamada sürdürme cüretini gösterdi. Bu tek örnekti ve fakat haddinden bir fazlaydı.”

(http://acikradyo.com.tr/acik-gazete/acik-gazete-21-eylul-2018)

Britanya İşçi Partisi Yıllık Labour Konferansı'nın 23-26 Eylül'de Liverpool’da “Dönüşen Dünya” başlığıyla düzenlediği konferansta Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Onursal Başkanı Ertuğrul Kürkçü “Çoğunluk İçin Bir Dünya” başlıklı panelde yaptığı konuşmada da aynı noktayı vurguluyordu:

“İki petrol devi Exxon ile Shell’in, petrol tüketiminin aynı hızla devam etmesinin, CO2 seviyelerini 2060 itibariyle sanayileşme öncesindeki seviyesinin iki katına çıkaracağını ve bunun da gezegenin ortalama ısısını o zamanki seviyesinden  2°C yukarı çıkaracağını ta 1980’lerden beri bildiği dün haberlere yansıdı. Hatta Shell bunun çok daha  önce, 2030'a kalmadan gerçekleşeceğini öngörmüş. ‘Taşkın, yıkıcı seller ve deniz seviyesinin altındaki tarım alanlarının sular altında kalması’ gibi afetlerde artış öngördüklerini söylemişler. ‘Bunlar tarihte kaydedilen en büyük değişiklikler olabilir’ demişler. Ama öngörüleri şimdi gerçekleşmiş olmasına rağmen, kapitalist ekonomiyi beslemek için hâlâ petrol çıkarmaya devam ediyorlar ve ABD Başkanı Donald Trump da ABD’nin Paris İklim Anlaşması’ndan çekildiğini açıklıyor.

“Öte yandan Türkiye hükümeti ise Trump’a öykünerek “anlaşmayı onaylamayacağını”, çünkü havayı henüz başkaları kadar kirletmediklerini ilan ediyor. Türkiye’de veya Britanya’da kapitalist sınıfın ve kapitalist devletin mottosu doğuşundan bu yana hep aynı: ‘Après moi, le déluge!’ Benden sonra tufan!”(http://bianet.org/bianet/siyaset/201088-ertugrul-kurkcu-asla-yalniz-yurumeyeceksin)

Türkiye’nin önde gelen muhalif entelektüellerinden ve son olarak “Çöküş - Kapitalizmin nihai krizi” üzerine bir deneme kitabının yazarı Fikret Başkaya, Özgür Üniversite sitesinde yer alan söyleşisinde, aynı tespitleri dile getiriyor ve hayli karanlık bir gelecek öngörüyor:

Yeterli önlem alınmaması şurada dursun, yangına körükle gidildiğini bile söyleyebiliriz… Paris Zirvesinden 3 yıl sonra atmosfere karışan gazlar azalmadı, arttı…Yenilebilir enerjilere yapılan sübvansiyonlar azalırken, fosil yakıtlara yapılan sübvansiyonlar arttı… Dünyanın her yerindeki politikacılar, güya temsil ettiklerini söyledikleri insanların (halkların) değil, dünyanın zenginliğine el koyan dev şirketlerin sözünü dinliyorlar…Her şeye insanların kanını emen ve doğayı öldüren şu lânet olası dev şirketlerin karar verdiği bir dünya insanca yaşanabilir bir yer olabilir mi, insanlığın bir geleceği olabilir mi?” (http://ozguruniversite.org/2018/09/24/fikret-baskaya-ile-iklim-krizi-uzerine-soylesi-iskender-vidinli/)

Ve nihayet, daha geçen hafta Earth’s Future (Yeryüzünün Geleceği) adlı prestijli bir bilimsel dergide yayınlanan bir araştırma da, yukarıda söylenen ve yazılanların noter tasdikli bir belgesi niteliğinde ya da iklim inkârcılarının, fosil yakıt lobicilerinin ve – ünlü aktivist yazar Tim Flannery’nin deyişiyle “manyak ideologların” dayattıkları yalanların tabutuna çakılan son çivi sayılabilirdi: Ana akım iklim bilimcilerinin neredeyse 40 yıldır ısrarla söylediklerinin doğru çıktığını net olarak ortaya koyan araştırma, ipin ucunun tamamen kaçmak üzere olduğunu gösteriyordu: 20 yıl içinde Paris iklim anlaşmasında öngörülen karbon bütçesinin tümünü yakma, yüzyıl sonuna varmadan da 3.4C sıcaklık artışına ulaşma yolundaydık. Sözün özü, kavrulup mahvolma ve başka canlı türlerini, bitkileri ve hayvanları da kendimizle birlikte kavurup yakma yolunda emin adımlarla yürümekteydik.

(https://www.theguardian.com/books/2018/sep/23/energy-policy-captive-to-lobbyists-and-mad-ideologues-tim-flannery-says;https://www.theguardian.com/environment/climate-consensus-97-per-cent/2018/sep/24/new-study-reconciles-)

 

Yürüyelim arkadaşlar – Bu ağaçlar, güzel kuşlar...

 

Vakanüvis ÖM