Açık Gazete: 20 Şubat 2018

Küresel ısınmayı ya da insan kaynaklı iklim yıkımını külliyen inkâr edenleri sinirlendirecek –inkâr etmeyecek kadar dürüst ve fakat bunu dert edemeyecek kadar kayıtsız ve keyfine düşkün olanların azıcık midesini bulandıracak – bir taze araştırma haberi geldi. Saygın Nature dergisinde Şubat başı yayımlanan araştırma  bayağı keyif kaçırıcı görünüyor.

Buna göre, antropojenik (yani biz insanların kömür, petrol, gaz yakmasından dolayı meydana gelen) iklim yıkımı, bildiğimiz medeniyetin gelişmesine imkân veren istikrarlı iklim çağını resmen sona erdirmiş durumda. Bu, daha önceki bir araştırmanın sonuçlarını da neredeyse bire bir oranında doğrulamakta.

Özet-sonuç: Bugün üstünde yaşadığımız dünya milyarlarca insanı beslemeye yetecek ve bu milyarları ayakta tutabilecek endüstriel çapta tarım yapılması ile mümkün. Ama bu da, ancak istikrarlı bir iklim paradigmasına bağlı.

Araştırmalardan ilki, polenler üzerinde yapılmış ilk geniş kapsamlı araştırma: Kuzey Amerika ve Avrupa’da hararetin, tarım devriminin başladığı 11 bin yıldan bu yana görülmemiş derecede yükseldiğini ortaya koyuyor. Yani insanoğulları ve insankızları insan medeniyet tarihinin en sıcak düzeylerine çıkarmışlar dünyayı ve doğal olarak soğumaya başlaması gereken gezegenin bu doğal eğilimini tersine çevirmiş durumdalar!

Bu cüretin bir bedeli olacak tabii: Dünyanın sahili olan bütün büyük şehirlerini sular altında bırakacak deniz seviye yükselmeleri, yağmur ve kuraklık örüntülerinde canalıcı önemde değişiklikler, artan müthiş kuraklıklar, okyanus sularının zehir gibi aside kesmesi ve içinde yaşayan canlıları öldürmesi, ve, belki en önemlisi atmosfer ve denizlerin biteviye ısınması...

Araştırma haberlerini bizlere ileten muhabirler ve aktivist yazarlar, heyula gibi üstümüze çöken iklim yıkımını önlemek için hâlâ biraz vaktimiz olduğunu söylüyorlarsa da, zamanın bitmek üzere olduğunu da vurgulamaya özen gösteriyorlar. Ne kadar ertelersek, halimizin o kadar harap olacağını de ekliyorlar.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde kömürlü termik santraller inşası, denizlerde petrol araması, yeni hava limanları,  kömür teşvikleri, yapay kanal inşası, yağmur ormanlarının kesilip yakılması gibi, artık toplu intihar ya da toplu katliam ya da ikisi birden –yani “katlihar”–  diye adlandırabileceğimiz faaliyetler sürüp giderken bazı iç açıcı gelişmeler de var:

Son olarak yaşları 7 ile 17 arasında değişen ve aralarında yerliler de bulunan 13 çocuk ve genç Washington eyaletine dava açtı. Gerekçe: Eyalet hükümetinin küresel iklim değişikliğini önleme sorumluluğunu yerine getirmeyerek anayasayı, çocuk haklarını çiğnemesi. Davacılardan 17 yaşındaki Aji Piper diyor ki: “Bu benim eyalet hükümetimin ayağa kalkması ve yaptıklarının sorumluluğunu üstlenmesi bir fırsat.” (https://www.commondreams.org/news/2018/02/19/demanding-bold-climate-action-youth-rally-washington-state-capitol) 

Washington eyalet hükümetinin binasında gösteri yapan gençler “cesur iklim eylemi, hemen şimdi!” sloganıyla sürdürüyorlar kararlı eylemlerini. 16 yaşındaki Jamie Margolin diyor ki: “Gezegeni yeniden 350 ppm karbondiyoksit yoluna sokacak ve iklimi iyileştirecek cesur yasalar çıkarılmasını talep ediyoruz!”

Jamie’nin 14 yaşındaki arkadaşı Athena Fain adlı kız çocuğu da çiviyi çakıyor:  “Geleceğimizin korunması bizim yapacaklarımıza bağlı” diyor. Ve ekliyor: “Erişkinler bunu yapmıyacaklarsa, biz kendimiz yapmak zorundayız. Ortalıkta dolayıp bekleşecek zamanımız kalmadı artık.” (agy)

ABD gençleri ayakta.Ateşli silah lobilerine karşı liseli çocuklar Beyaz Ev önünde “Yetti Artık” eylemi, ölme taklidi yapıyorlar, önümüzdeki ay da büyük yürüyüş hazırlığındalar.

İklim İçin Geriye Sayım Gençlik Günleri olanca coşku ve canlılığıyla sokaklarda.

Yani:

“Başlar mısın, başlayalım mı, Karagöz’ün evini Taşlayalım mı?” gibilerinden sorular sormakta bu gençler.

Bakalım gezegenin ateşini söndürmek için ABD’de yakılan bu gençlik ateşi bir bozkır yangını gibi dünyanın her yerini saracak mı? Sarsa iyi olur. Vakit dar da...

Vakanüvis ÖM