Açık Gazete: 18 Eylül 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

"General Kasırga": Ulusal Kahraman mı, Faşist Katil mi?

Geçen Perşembe New York Times gazetesinde II. Dünya Savaşı’nın en karanlık gerçeklerinden bazılarına 77 yılın ardından yeni bir ışık tutan çarpıcı bir araştırmanın haberi yer alıyordu. “Litvanyalı Kahraman mı, yoksa Nazi İşbirlikçisi mi?” başlıklı haberde Litvanya’nın milli kahramanı General Kasırga’nın tüyler ürpertici gerçek hikâyesi anlatılıyordu.

 

Küçük Baltık ülkesi Litvanya’nın batısındaki minicik Sukioniai kasabası, öz evladı olan anti komünist savaşçı Jonas Noreika –nâm-ı diğer General Kasırga – ile oldum olası iftihar etmiş. Savaşın ardından 1947’de Stalin’in gizli polisi tarafından idam edilmiş olan Norelka’nın adı köyün okuluna verilmiş, doğduğu çiftliğin yanıbaşında kayanın üzerine plaketi ve resmi hak’kedilmiş.

 

Elbette yalnızca kendi köyü değil General Kasırga’nın anısını canlı tutan. Ülkenin başkenti Vilnius’ta Bilimler Akademisi kütüphanesinin bir duvarında da ulusal kahramanın adına çivilenmiş kocaman bir phaket de var.

 

Litvanya’nın yanı sıra diğer iki Baltık ülkesi Estonya ve Letonya vatandaşları için de, savaşın ve savaş sonrasının en acı anıları toplamda 200 bin kişinin 1941 ile 1949 yılları arasında Sibirya’ya sürülmesi ve ayrıca savaşın ardından bu üç ülkenin onbinlerce vatandaşının da Sovyet işgaline ve yönetimine karşı nafile bir direniş için ormanlara kaçması.

 

Bununla birlikte, işin bir de öteki yanı var. Çok daha karanlık bir yanı.Yeryüzünün gelmiş geçmiş en korkunç suçlarından biri olan Holokost’un izlerini taşıyan aileler ve vicdanlı diğer tüm vatandaşlar için Sovyet baskısı ve işgali böylesine feci olmakla birlikte, bu vatandaşların Stalin Rusyası işgalinden kat be kat daha korkunç anıları birikmiş.

 

Mesela yalnızca Litvanya’da, Nazi işgali sırasında yalnızca 1941 - 1945 yılları arasında 200 bin Yahudi’nin sistematik biçimde yokedilmesi gibi! Her yıl yaklaşık 50 bin Yahudi soğukkanlılıkla katledilmiş yani, ve geride kalan her şeylerine, evlerine, malvarlıklarına da el konmuş. Ve kolayca tahmin edilebileceği gibi, Nazi işgalciler bu soykırımı, yerli işbirlikçilerinin gayretli desteği olmaksızın asla bu kadar kolay yapamazlardı.

 

Şimdi işin ilk can alıcı noktasına geliyoruz. New York Times makalesini kaleme alan Andrew Higgins, ABD’de Chicago’da yaşayan Litvanyalı Amerikalı bir tarihçi olan Silvia Foti’nin 18 yıl süren derin bir araştırmasının sonuçlarını geçen Temmuz ayında bir biyografik çalışma ile dünyaya açıklamış olduğunu yazıyor. Salon internet gazetesinde yer alan bu makaleye göre, meğerse General Fırtına korkunç bir Yahudi düşmanı, Nazi işbirlikçisi değil miymiş?!

 

Meğerse Sovyetlerin idam ettiği o kahraman şehit, Hitler’in 3 milyonluk küçük ülkeyi istilası sırasında Litvanya’da yaşayan 200 bini aşkın sayıda Yahudi’nin yüzde 95’inin boğazlanmasını sağlayan işgalin baş sorumlularından biri değil miymiş?!

 

Günümüzde Litvanya Holokost mezarlıkları ve anıtları ile dolup taşan bir yer. En büyük anıtlardan biri de Batı’daki küçük Plunge kasabasının hemen dışındaki ormanda yer alıyor. İşte General Fırtına da bu kasabada Litvanya Aktivistler Cephesi diye bilinen örgütün komutanı. 1940’taki Sovyet işgaline kuvvetle direnen örgüt, alenen Yahudi düşmanlığı ile biliniyor ve 1941’de Nazi ordularını da kurtarıcı olarak selamlamış! 

 

Nazi işgalinin üzerinden birkaç gün geçmiş geçmemiş, Plunge kasabasında yaşayan Yahudiler –ki sayıları 1,800’ün biraz üzerindeymiş– çoluk çocuk, genç yaşlı demeden tümden doğranmış. Geriye bir tek canlı Yahudi bırakılmamış.

 

Milli kahraman Noreika da, köydeki en güzel evlerden birini gözüne kestirmiş, Yahudi sahipleri temizlenen bu evi kendisine ayırıp orada oturmaya başlamış. (NYT makalesinde evin fotoğrafı da var: Şimdilerde sanatsal objeler satılan bir dükkâna dönüşmüş görünüyor.)

 

Plunge’nin Yahudi halkı, bizzat kasaba ahalisi yani konu komşu tarafından vurularak ya da darb edilerek öldürüldükten sonra oracıkta toplu mezarlara atılıvermiş

 

Şimdi de ikinci can alıcı nokta: Bilin bakalım, 18 yıllık derin bir araştırma ile bu korkunç gerçeği ortaya çıkaran Silvia Foti hanım kim? Sürpriz sürpriz. Kendisi General Fırtına’nın öz be öz torunu değil miymiş meğer?

 

“Ben dedemin tarihini araştırmaya başladığımda pırıl pırıl zırhı içinde bir beyaz atlı şövalyenin ortaya çıkacağından adım gibi emindim” diyor. Baştan sona safkan bir kahraman! Litvanya için ne şanlı işler yaptığını ve 36 yaşında gencecik bir adam olarak KGB katillerinin elinde can verdiğini anlatmışlardı bana.”

 

Ne var ki, dedesinin imzasını taşıyan belgeleri tek tek elden geçirip, Litvanya’ya çeşitli kereler seyahat edip akrabalarla, konu komşuyla uzun uzun konuştuktan sonra hayli farklı bir dede tablosuyla karşılaşmış. Kitle tetikçilik yapmadığını, ama “masabaşı katili” olarak emirleri verdiğini anlatıyor torun.

 

Üstelik, Plunge mezbahasının komutanlığını yaptıktan sonra, komşu Siauliai kasabasında da Nazilerin muhtarı olarak görev yapmış General Fırtına ve şimdi orada da ana hükümet binasında onun adına bir plaket ışıl ışıl ışıldıyor – tabii.

 

Ve son nokta: Avrupa’nın her yanında yükselen milliyetçilik dalgası, göçmen düşmanlığı, Russya ile gerginleşen ilişkiler yüzünden, şu sıralarda kimsenin kitle katili, Yahudi düşmanı, Nazi yanlısı kahraman şehit fırtına general Noreika’yı tapınağından indirmeye niyeti yokmuş!

 

Öyle ki, Noreika’nın doğduğu Sukioniai köyündeki Noreika ilkokulunun öğretmeni ve kütüphanecisi olan Jolanda hanım şoka girmiş: Yurtsever ve milliyetçi bir ABD göçmeni ailenin ferdi nasıl olur da özel aile sırlarını dünyaya yayar ve milli bir utanç meselesi yapar diye.

 

“Noreika’nın savaş sırasında neler yaptığını hepimiz işittik tabii” demiş Jolanda öğretmen. “Elbette yanlış yola sapmış. Ama torunu oturup susmalıydı.  Her ailenin kirli çamaşırları vardır, ama hiçbir aile onlardan bahsetmez. Susmak iyidir.”

 

Ey okur, söyle bakalım şimdi: Torun mu haklı, öğretmen mi? Cevap vermek istemiyor musun? Eh, sen de haklısın, ne diyelim?

 

Vakanüvis ÖM