Açık Gazete: 14 Mayıs 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Hepimiz Barış İstiyoruz! Yoksa Öyle Değil Miydi?

Amerikalı iş kadını, giysi tasarımcısı, elmas ve altın mücevheratçısı, yazar, part-time foto model, kapak kızı, reality show tv yıldızı, ABD Başkanı’nın kızı ve başdanışmanı, kocasıyla evlendikten sonra ABD “birinci ailesi”nin Yahudi dinini benimseyen ilk üyesi, sanat koleksiyoncusu, dolar milyoneri Ivanka Trump, ABD’nin başkent Telaviv’den eski/yeni başkent olarak tanımladığı Kudüs’e taşıdığı büyükelçiliğinin açılış töreninde hazır bulunmak üzere 14 Mayıs Pazartesi günü kocası, Amerikalı emlak yatırımcısı, “online” emlak yatırımcısı, gazete ve dergi yayıncısı, ABD Başkanı’nın damadı ve başdanışmanı, sanat koleksiyoncusu dolar milyoneri Jared Kushner ile birlikte İsrail’e indi.
 
Başdanışman İvanka, babası Donald Trump’ın İsrail’in başkenti olarak tanıdığı –ama başka hemen hemen hiçbir ülkenin başkent olarak tanımadığı–  Kudüs’e dönmekten “büyük sevinç ve coşku” duyduğunu belirtti ve yeni büyükelçiliğin İsrail’in bağımsızlık ilanının tam 70. yıldönümünde yapılacak açılış töreninden önce Instagram mesajında şu cümleyi yazdı: “İsrail’in 70. doğum gününü ve önümüzdeki parlak geleceği kutlamayı iple çekiyoruz... ABD - İsrail ittifakının geleceğindeki hudutsuz potansiyel için de dua edeceğiz, barış için de dua edeceğiz.”
(https://www.theguardian.com/world/2018/may/13/ivanka-trump-in-jerusalem-for-embassy-opening-as-gaza-braces-for-bloodshed)  
 
Başdanışman İvanka, Başdanışman kocası Jared’le birlikte geleceğin sonsuz potansiyeli ve barış için dua ettikten sonra Kudüs’ün en müreffeh mahallelerinden birinde yapılan bando mızıkalı muhteşem açılış töreninde altın yaldızlı harflerle bezeli plaketlerin önünde alkış kıyamet konuşma yaparken, oradan sadece 100 kilometre ötede Gazze’de silahsız protesto gösterileri yapan onbinlerce Filistinin yaktığı araba lastiklerinin koyu kalın dumanı ile kararan gökler altında, İsrail ordusunun özel harekâtçıları, keskin nişancıları ve sivil polislerinin silahlarından çıkan mermilerin kulakları sağır eden tarrakaları altında oluk oluk kan akıyor, aralarında 14 yaşında bir çocukla, 21 yaşında bir delikanlının ve tekerlekli iskemlede elinde bir sapan tutan bir adamın da bulunduğu 52 kişi oracıkta katlediliyordu. Üstüne üstlük, Gazze’nin yıkık dökük hastanelerinde 450si hakiki mermilerle vurulmuş en az 1700 yaralı vardı ve bu yaralılardan düzinelercesinin durumu da bu satırların yazıldığı sırada kritikti.
 
700 binden fazla insanın bir daha evine dönmemecesine yerinden yurdundan olmasına yol açan “Nakba” (Büyük Felaket) olayının da 70. yıldönümü olan Salı günü bitirilmesi planlanan “Büyük Dönüş Yürüyüşü” protestolarında böylece toplamda 100’ü aşkın sayıda Filistinli, çoluk-çocuk, genç-yaşlı demeden katledilmiş, 10 bine yakın Filistinli yaralanmış oluyordu.
 
30 Mart’tan beri devam eden olaylarda Filistin tarafına ait bu korkunç bilanço karşısında tek bir İsraillinin bile burnunun kanamadığı uluslararası haber ajanslarında belirtiliyordu.
 
Tören öncesinde, sırasında ve sonrasında şunlar söylendi: (https://www.theguardian.com/world/2018/may/14/israel-tells-palestinians-they-are-risking-lives-in-us-embassy-protests)

ABD Başkanı: “Pazartesi İsrail için büyük bir gün... İsrail’e, Filistinlilere ve onların tüm komşularına dostça el uzatıyorum. Barış kazansın.”

ABD Büyükelçisi: “Bugünün tarihî olayı, kendisine muazzam ve ebedi bir minnet duyduğumuz tek bir kişinin, Başkan Donald J Trump’ın vizyon, cesaret ve ahlakî berraklığı sayesindedir.” (Alkışlar)

İsrail Başbakanı: Pazartesi günü şanlı bir gün. Bu anı unutmayın. Bu, tarihtir. Başkan Trump, tarihi tanıyarak tarih yazdınız.” (Ayakta alkışlar ve büyük tezahürat)

İsrail Eğitim Bakanı: “Güvenlik duvarına yaklaşan herkes terörist sayılacaktır.”

İsrail silahlı kuvvetleri: Asiler duvara ve ordumuza karşı yangın bombaları ve patlayıcı maddeler atıyor, lastik yakıyor taş atıyor ve İsrail topraklarında yangın çıkarıp ordumuz askerlerine zarar vermek için yanan nesneler fırlatıyorlar.”

Evet dostlar, biz de başdanışman İvanka’yla onun Başkan babasına katılıyor, ve hep bir ağızdan “barış kazansın” diye haykırıyoruz:

Yaşasın Pax Amerisraeliana!

Vakanüvis ÖM