Açık Gazete: 13 Mart 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Gezegende 252 Milyon Yıl Arayla Neredeyse Aynı Felaket.

 

Hal-i Pür Melalimize dair birkaç hazmı ağır araştırma, birkaç hayırsız haber, birkaç ruh yorucu yorum ve fakat birkaç da güçlü söz sunmaya çalışalım bugün.

 

ABD’nin Utah Üniversitesi’ne mensup bilim insanları yeni bir araştırma yayımladı. Buna göre, dünyamızda 252 milyon yıl önce meydana gelen ve “Büyük Ölüm” denen muazzam kitlesel yok oluş olayı, çok büyük olasılıkla kömür yakılmasından meydana gelmiş. Kömürü yakan insan değil tabii. O zaman yeryüzünde insan yok. Deniz canlılarının yüzde 90’ından fazlasını, karadaki omurgalı türlerinin de yüzde 70’inden fazlasını sonsuza kadar ortadan kaldıran bu olayın müsebbibi, Sibirya’daki büyük volkan indifaları aslında. İndifaların fışkırttığı lavlar masif kömür tabakalarını ateşlemiş, bunun sonucunda da olan olmuş: Sülfür gazı salımları asit yağmurlarını yaratmış, o yağmurlar da ormanları öldürmüş. Ölü bedenleri yiyen bakteriler, son derece zehirli hidrojen sülfür gazı salmış. O da bir yığın başka canlı türünü yok etmiş. Isınan okyanuslardan büyük miktarda metan gazı salınmış, o da, küresel ısınmayı büsbütün hızlandırmış elbette.

 

Araştırmanın lideri jeolog Dr Benjamin Burger, o dönemden kalan kaya tabakalarını toplayıp analiz ettikten sonra hazırladığı çarpıcı videoda şöyle diyor:

 

“İşler kötüden daha kötüye gitmiş. O zaman, yeryüzünde hayatın nasıl tamamen sönüp gidebileceğini görmeye başlıyoruz işte: Küresel ısınma, asitlenmiş okyanuslar, oksijeni tükenmiş ölü bölgeler... Zehirli atmosferin sözünü bile etmiyoruz daha. Yani, hayatta kalmışsak, tamamen bizim şansımızdan.!”

 

Bu araştırma haberini Guardian gazetesinde kaleme alan çevre muhabiri Dana Nuccitelli, Permian-sonu çağı yokoluş olayı ile günümüz koşulları arasında tüyler ürpertici benzerlikler olduğunun altını çiziyor. Bilimcilerin, tehlikeli biçimde hızlı seyreden iklim değişikliğine dair aynı işaretlerin birçoğunu şimdi de gözlemlemekteler. Atmosferde daha hafif karbon-12 moleküllerinden fazlasıyla mevcut. Bu, tamamiyle insanların kömür, benzin, doğal gaz gibi fosil yakıtları yakmalarından kaynaklanıyor. Okyanuslarda korkunç şekilde artan sayıda oksijensiz (ölü) bölgelere rastlanıyor. Karbondiyoksit gazı kirlenmesi hızlanıyor. Bunun sonucunda okyanuslarda pH gitgide düşüyor, asitlenme artıyor. Hararet ürkütücü bir yükselmekte. Ayrıca, bilim insanları okyanus tabanından ve Kuzey Kutup bölgesinden potansiyel olarak büyük salımlar olmasını kaygıyla not ediyorlar. (https://www.theguardian.com/environment/climate-consensus-97-per-cent/2018/mar/12/burning-coal-may-have-caused-earths-worst-mass-extinction)

 

***

 

Konuyu yıllardır aylık “posta” yazıları ile bizlere ileten yazar, gazeteci ve aktivist Dahr Jamail, Mart postasında, Kuzey kutup bölgesinin (Arktika) küresel ısınma yüzünden hızla eriyip gitmesini, Güney Kutbunda (Antarktika) ise beslenme zincirinin kopmakta olduğunu, zincirin en alt halkalarından olan ve penguenlerle balinaların başlıca besinlerinden krilllerin popülasyonunun yüzde 40 oranında azaldığını aktarıyor. Newcastle Üniversitesi’nde yapılan bir başka yeni araştırmaya göre İnsan Kaynaklı İklim Yıkımı yüzünden birçok Avrupa kenti kırılma noktasına doğru sürüklenebilecek.

 

Bir başka yeni araştırmada permafrost diye adlandırılan sürekli donmuş toprak tabakasının küresel ısınma yüzünden önce çözülmesi ardından da erimesi sebebiyle bu tabakada 11 bin küsur yıldır yani son Buz Çağı’ndan beri hapsolmuş cıva elementinin açığa çıktığını ve biyosfere (canlılar âlemine) yayıldığı saptanmış. Araştırmanın başyazarı olan hidrolog Paul Schuster, bu bulguyu “tüm ezberleri bozan” bir gelişme olarak nitelendiriyor. Hayli kaygı verici bir gelişme bu zira, aynı araştırma permafrost topraklar denen bölgelerin, gezegendeki en büyük cıva rezervlerini barındırdığını ve tüm öteki toprakların, okyanusların ve atmosferin toplamından neredeyse iki katı cıva içerdiğini saptamış.

 

“Herşey donmuş olarak kalsaydı hiç sorun yoktu, ama Yeryüzünün ısındığını biliyoruz ve permafrost çözülmesi potansiyel olarak cıva salımına yol açıyor” diyor Schuster. Sonra da ekliyor: “Ne yaparsın, fizik kuralları böyle.”

(http://www.truth-out.org/news/item/43716-the-arctic-is-melting-down-as-the-antarctic-food-chain-is-breaking)

 

***

 

Avustralya’dan yazan Guardian çevre muhabiri Jeff Sparrow, çok daha kısa dönemli bir tarih kıyaslaması yapıyor: Yüz yıl arayla benzer büyüklükte bir yıkım: Tıpkı Birinci Cihan Harbi gibi günümüzdeki İklim Değişikliğinin de önceden tehlike çanlarının vargücüyle çalınmasına rağmen, yıkıma sürüklenişin önlenemeden devam ettiği bir felaket olduğu yorumunu yapıyor yazar. WWF kuruluşunun 2016 Yaşayan Gezegen Raporu’nda sadece son 40 yıl içinde dünyada hayvan popülasyonunun neredeyse yüzde 60 oranında azalıp yok olduğunu, Almanya’daki araştırmada sadece son 27 yıl içinde uçan böceklerin dörtte üçünden fazlasının yokoluf gittiğini hatırlatıyor. Borneo’daki orangutanların neredeyse yarısının sace 15 yıl içinde öldüğünü ya da yerinden edildiğini, fillerin ise sadece 10 yıl içinde yüzde 62’lik bir popülasyon kaybına uğradığını, yani her 15 dakikada 1 bir filin öldürüldüğünü ortaya koyan araştırmalara işaret ediyor.

(https://www.theguardian.com/commentisfree/2018/mar/12/climate-change-is-a-disaster-foretold-just-like-the-first-world-war)

 

***

 

“2011 tarihli bir araştırma, son 500 yıl içinde canlı türlerinin yokoluşunun, en az daha önceki 5 büyük kitle yokoluş olayındaki kadar hızlı olduğunu gösteriyor. İnsan düşünmeden edemiyor: belki de kömür o kadar güzel ve temiz birşey değildir yani.”

(Dana Nuccitelli, Guardian, agy.)

 

“Riskler daha büyük olamazdı. Doğal dünyada ışıklar her yerde sönüp duruyor... Ve hiç kimse onların bir daha yandığını görmeyecek.”

(Jeff Sparrow, Guardian, agy)

 

“Çevre felaketlerini inkâr edebilirsiniz – ta ki verileri gözden geçirene kadar.”

(George Monbiot, Guardian, 7 Mart 2018)

 

“Dünyamız değişti. Biyosferin (canlıkürenin) muazzam parçaları gözlerimizin önünde çöküp gidiyor. Bu, bizim yeni gerçeğimiz. O halde her birimiz her gün şu soruyu sormalıyız: ‘Ben hayatımı nasıl yaşayacağım artık?’”

(Dahr Jamail, Truthout, agy)

 

“Bizi bugün dehşete düşüren şoke edici olaylar aynı zamanda bizi dönüştürebilir, dünyayı da çok daha iyi bir yere dönüştürebilir. Ama önce, uğruna çarpıştığımız dünyayı zihnimizde canlandırmalıyız. Ve bunun düşünü birlikte kurmalıyız. Şu anda, evimizdeki bütün alarm zilleri aynı anda çalmakta. Onlara kulak vermenin tam zamanı. Şimdi sıçrama zamanı.”

(Naomi Klein, TED Talk/https://www.commondreams.org/news/2018/03/09/naomi-klein-how-myriad-crises-can-catalyze-kind-revolutionary-leap)

 

“Tsleil-Waututh Kabilesi, Inlet Halkı olarak suyumuzu korumak bizim kutsal yükümlülüğümüzdür... Kinder Morgan’a [petrol boru hattı şirketi] karşı muhalefetimizde, kanoda aynı yönde kürek çeken birçok halkız biz.”

(https://www.commondreams.org/news/2018/03/10/protecttheinlet-massive-protest-bc-thousands-march-stop-kinder-morgan-pipeline)

 

İşte böyle...

 

Vakanüvis ÖM

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
MICHAEL JACKSON AL CAPONE