Açık Gazete: 11 Ocak 2019

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

"Maaşın Kadar Savaş Evladım"

Bu sözler Suudi Arabistan’ın öncülüğünde Yemen’de savaşan müttefik kuvvetlerden bir komutana ait.

Komutası altındaki Sudanlı çocuk paralı askerlere seslenen komutanın tam cümlesi ise şöyle; "Aldığınız paranın karşılığından fazla da savaşmayın; maaşınız kadar savaşın."

2014’ten beri devam eden iç savaş, bir zamanlar “Arabia Felix” (Mutlu Arabistan) olarak bilinen ülkeyi harap etmiş durumda. “Son yılların en büyük insani krizi” olarak nitelendirilen Yemen savaşına dair verilen son rakamlar da şöyle;

The Armed Conflict Location & Event Data Project (ACLED) adlı oluşumun son raporuna göre, çatışmaların şiddetlendiği 2016’nın Ocak ayı ile 2018’in Kasım ayı arasında 60 bin 223 kişi hayatını kaybetti. Bu rakam BM’nin açıkladığı rakamın altı katı.
Yemen'de 21 milyon insan gıda sıkıntısı çekiyor. Bu da ülke nüfusunun yüzde 70’ine tekabül ediyor.
Çatışmalar başta kolera olmak üzere birçok salgın hastalığı ortaya çıkmış durumda.  Hastaların tedavisini görmesi gereken hastaneler ise savaşta hedef olan kamu kurumları arasında yer alıyor.
7 milyon çocuk yeterli beslenemezken, açlık ve hastalıklar nedeniyle her 10 dakikada bir çocuk ölüyor. UNICEF geçen ay yaptığı açıklamada, 400 bin çocuğun yetersiz beslenme yüzünden her an ölebileceği uyarısını yapmış, 1,5 milyon çocuğun savaştan kaçmak zorunda kaldığını, 2 milyon çocuğun da okula gidemediğini duyurmuştu.
Uzun süren barış görüşmeleri yardımların girdiği tek liman olan Hudeyde’ye ateşkes getirmiş olsa da, Suud güçlerinin bombardımanı ve Husi isyancılarının saldırıları devam ediyor. 

BM Dünya Gıda Programı'ndan yapılan açıklamada, Husi kuvvetlerinin insani yardımları suistimal ettiği söylenirken, Husiler de bu iddiaları kabul etmeyerek, BM’nin yardım olarak bozulmuş gıda gönderdiğini iddia ediyor.

Çatışmaların yavaşlamasına rağmen Yemen’de gıda ve su sıkıntısı milyonlarca insan için sorun olmaya devam ediyor. Çatışmalardan kaçarak dağlık bölgelere sığınmış olan 530 bin Yemenlinin kış aylarını açlık ve soğuk tehdidi altında geçirdiği günlerde Suudiler Yemen sınırına takviye güçler gönderiyor.

 

Sussuzlukla beraber gelen savaşlar

Yaşanmakta olan savaş Yemen’in başına gelenlerin en kötüsü mü? Bilinmez. Ama ülkenin küresel iklim değişikliği nedeniyle büyük bir krize gireceği önceden bilinen bir gerçek.

2010’da bu felakete işaret eden Dünya Bankası raporunda, “Daha şiddetli ve daha az öngörülebilir yağışlar ve daha sıcak, daha kuru bir iklim gibi olası iklim değişikliği etkileri, Yemen’deki insanları ve ekonomiyi çok daha büyük sıkıntı içine sokabilir” uyarısı yapılmaktaydı.

Dünya Bankası’nın bu açıklamasının yanısıra, danışmanlık şirketi McKinsey and Company, 2025 yılında Başkent Sanaa’nın tamamen susuz kalacağı ve 750 bin kişinin de bu sebeple işsiz kalacağına dair öngörülerin bulunduğu bir raporu 2010’da Yemen hükümetine sunmuş, yine aynı yıl Reuters’ın konuştuğu Alman Uluslararası İşbirliği Kurumu’ndan bir yetkili 20 yıl içinde başkent Sanaa’nın su sorunu nedeniyle bir hayalet kent olacağını söylemişti.

Aslında liste uzuyor:  2011’de risk analiz şirketi Maplecroft benzer bir sonuca ulaştığı araştırmayı yayımlamış, “Su Savaşları: Ortadoğu’da Geleceğin Çatışmaları” başlıklı kitabın yazarı Adel Darwish de bir sonraki su savaşının adresi olarak Yemen’i göstermişti.

Öyle de oldu. 2011’de Ali Abdullah Salih yönetimin Tomalardan sıktığı tazyikli su ile savuşturmaya çalıştığı protestolar, şimdi çokuluslu ülkelerin boy gösterdiği bir iç savaşa dönüşmüş durumda. Lazer güdümlü son model füzelerden, çocuk askerlerin elindeki kalaşnikoflara kadar uzanan bir çeşitlilikte silahların kullanıldığı dünyanın en acımasız savaşlarından biri Yemen’de cereyan etmekte. 

Savaşta her iki taraf da çocuk asker kullanmakla suçlanıyor.

Bir tarafta ana sebeplerinden biri suya erişim olan Sudan iç savaşından çıkmış, aylık 480 dolar karşılığında savaşan çocuklar, diğer tarafta su, gıda ve ilaç stoklarının başında bulunan Husiler için cepheye sürülen Yemenli çocuklar.

Bir tarafta dünyanın en büyük ikinci petrol üreticisi Suudi Arabistan, diğer tarafta dünyanın en büyük dördüncü petrol üreticisi İran.

Bir tarafta Suudi yönetimine silah satan dünyanın en büyük üçüncü petrol üreticisi ABD, diğer tarafta isyancılara silah sağladığı için İran’a yaptırım uygulanmasını veto eden dünyanın en büyük petrol üreticisi Rusya.

Aynı zamanda Suudların silah için saçtığı milyarlarca dolardan nasiplenmeye çalışan, pazarın küçük aktörleri AB ülkeleri…

 

Seçimleri kazandıracak ırkçı formül: Yüzde 56

Kaderleri iklim değişikliği etkileri ve çatışmalar içerisinde şekillenen çocukların haberlerine konu olan ülkeler ne yazık ki sadece Yemen’le sınırlı değil.

Kuraklık, gıdaya erişim sıkınısı, göç ve insan hakları ihlalleri ile tetiklenen Suriye İç Savaşı da iki ay sonra sekizinci yılını doldurmuş olacak.

Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün yayınladığı son rakamlara göre savaş 111 bin 330’u sivil, 560 bin kişinin canına mal oldu.

Savaşın taraflarından ÖSO, Nusra, IŞİD, YPG, Esad rejimi, Hizbullah ve İran’ın cephede çocuk asker kullandığı kimi zaman haberlere, kimi zaman da raporlara konu oldu.

Savaş yüzünden 11 milyondan fazla insan evini terk etmek zorunda kalırken, sağlık ve eğitim başta olmak üzere ülkede altyapı çökmüş vaziyette.

UNICEF’in açıklamasına göre, ülkedeki çocuk nüfusunun yarısına tekabül eden 4 milyon çocuk savaşla büyüdü ve ülke sınırları içerisindeki 2 milyon çocuk okula gidemiyor.

İç savaş yüzünden göç eden 3 milyon 600 binden fazla Suriyeli’nin yaşadığı Türkiye’de ise, eğitim çağındaki 1 milyon 47 bin 536 Suriyeli sığınmacıdan 651 bininin okula erişiminin sağlandığını açıklamıştı. Fakat okula gidebilme olanağı bulabilseler dahi sorunlar burada bitmiyor.

Hürriyet Gazetesi’nden Gila Benmayor’un aktardığı üzere, Çocuk Haklarını Koruma Platformu’nun araştırmasına göre, Türkiye yaşayan ve mülteci olmayan anne-babaların yüzde 56’sı çocuklarının Suriyeli bir çocukla arkadaş olmasını onaylamadığını söylüyor.

BBC Türkçe’den Selin Girit’in röportajında da anlattığı üzere, Türkiye’deki okullara yönlendirilen Suriyeli öğrenciler ortak bir dilin olmaması ve iletişim kurulamaması nedeniyle akranlarının kimi zaman fiziksel şiddete varan ayrımcılığına maruz kalıyor.
 

Gıda ve para için evlendirilen kız çocukları

Türkiye’den sonra en fazla Suriyeli göçmene ev sahipliği yapan Lübnan’da ise durum daha vahim bir halde.

Geçtiğimiz hafta ülkeyi etkisi altına alan şiddetli yağışlar ve fırtına sebebiyle 18 mülteci kampı sular altında kaldı. Mülteciler elektrik, su ve gıda sıkıntısı yaşamaya başladı.

BM’nin son açıklamasına göre, Lübnan’da yaşayan Suriyeli ailelerin yüzde 69'unun yoksulluk sınırı altında, yüzde 88'i ise borçlu durumda.

Yaşları 15 ile 19 arasında bulunan her beş Suriyeli kız çocuğundan birinin evli olduğu ortaya çıkarken bu rakam artmakta.

Yapılan mülakatlarda, aileler kira, yemek ve diğer asgari yaşam şartlarını sağlayamadıkları gerekçesiyle kız çocuklarını erkenden evlendirdikleri söylüyor.

Suriye iç savaşı ile alakası olmayan bir başka savaş enkazına dönmüş ülke Afganistan’dan da benzer haberler gelmekte.

Yıllardır süren işgal ve iç savaşların harap ettiği ülke, geçtiğimiz sene benzeri görülmemiş bir kuraklığın etkisi altına girmişti. Yarısı çocuk olmak üzere altı milyon kişinin yardıma muhtaç hale gelmesine neden olan hava olayları gıda güvensizliği ve yoksulluğu da artırarak, yüzbinlerce insanın bu sefer çatışmalardan değil, hava olaylarından ötürü evlerini terk etmesine neden olmuştu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF verilerine göre, Afganistan’da yaşları 7 ile 17 arasındaki okul çağındaki çocukların yüzde 44’ü yani 3.7 milyon çocuk okula gitmiyor. Okula gitmeyen çocukların yüzde 60’ına tekabül eden 2.7 milyonu kız çocuklarından oluşurken, bu oranın Taliban’ın kız çocuklarını okula gitmekten men etmesinden bu yana görülmüş en büyük düşüş olduğu söyleniyor.

Lübnan’da savaştan kaçan Suriyeli ailelerin yaptığı gibi, savaş ve iklim felaketlerinden ötürü evini terketmek zorunda kalan Afganistanlı aileler de gıda ve para gibi gerekçeler ile kız çocuklarını çocuk yaşlarında evlendiriyor.

Liste uzayıp gidiyor…

Hindistan, Malawi, Mozambik, Mali, Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad, Malezya, İran… Çocuk yaşta evlenmeye zorlanan kız çocuklarının durumu toplumsal bir sorun olarak herkesin gözü önünde devam ediyor.

Kongo, Irak, Orta Afrika Cumhuriyeti, Myanmar, Nijerya, Somali… Çocuk yaşta silah altına alınan erkek çocukları durumu da muazzam boyutta toplumsal bir sorun olarak herkesin gözü önünde devam ediyor.

Evlilik baskısı altındaki kız çocukları ile silah altındaki oğlan çocukları hikâyelerinin geldiği bu ülkelerin ortak özelliği ise iklim değişikliğinin birincil etkileri olan, kuraklık, sel ve gıda güvensizliği durumlarından en çok etkilenen ülkeler içerisinde olmaları ve bu etkiler içerisinde şekillenen sosyal istikrarsızlığın her an savaşa dönüşebilme potansiyeline sahip olması.

Aynı Yemen, Suriye ve Afganistan’da olduğu gibi. Havaların değişmesi en başta çocukların geleceğini ve şimdiki zamanını etkiliyor. (CT/EKN)

bianet.org sitesinden alınmıştır

--------------------------------------------------------

Bazı kaynaklar:

https://yesilgazete.org/blog/2018/11/20/yemen-halkinin-cektigi-istirabi-katlayan-unsur-iklim-degisikligi/

https://green.blogs.nytimes.com/2010/10/25/in-yemen-water-grows-scarcer/

https://foreignpolicy.com/2012/08/30/yemens-water-woes/

https://www.huffingtonpost.com/2011/05/19/world-water-stress-index-_n_863857.html

https://www.aljazeera.com/indepth/features/2011/06/2011622193147231653.html

https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye/2018/12/29/erg-raporu-domlar-suriyeliler-tarafindan-da-dislaniyor/

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/gila-benmayor/anne-babalarin-yuzde-56si-suriyeli-arkadas-istemiyor-41077161

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-46744287

https://theglobepost.com/2018/11/27/afghan-child-selling-marriages/