Açık Gazete: 11 Mayıs 2018

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Kural Kitabını Yazma Üzerine Küçük Bir Deneme

Paris İklim Anlaşması'nın "kural kitabının" yazılması için iki haftadır süren görüşmelerden sonuç çıkmamış. Hükümetlerin son derece yavaş ilerleme sergilemesi üzerine diplomatik tıkanıklığı aşmak için yeniden müzakerelere geçilmiş. Almanya'nın Bonn kentinde bir araya gelen yaklaşık 180 ülkeden yetkililer, zengin ülkelerin gelişmekte olan ülkelere artan sıcaklıklarla baş edebilmeleri ve emisyonların azaltılması için 2020'ye kadar taahhüt ettikleri 100 milyar doların nasıl finanse edileceği konusunda uzlaşamamış.

(http://www.dw.com/tr/iklim-anla%C5%9Fmas%C4%B1n%C4%B1n-kural-kitab%C4%B1-yaz%C4%B1lamad%C4%B1/a-43734980)

 

Ne yazık!

 

Dünya halkları olarak, temsilcilerimizin anlaşıp yeryüzündeki yaşamın ve insanlık medeniyetinin ortadan kalkmasını kararlılıkla engellemesini bekliyorduk oysa.

 

2015 Paris İklim Anlaşması fosil yakıt çağına son verme hedefini ortaya koymakta, bir trilyon doların temiz enerji kaynağı olan rüzgâr ve güneş gücüne kaydırılmasıyla sıcaklıklardaki artışları sınırlamayı, böylelikle 6. Kitlesel Yokoluş’u önleyebilmeyi öngörüyordu.

 

Paris Anlaşması'nda küresel ısınmayı endüstri çağına göre 2 derecelik, hatta 1.5 derecelik artışın altına düşürme hedefi benimsenmişti. Heyhat! Devletlerin şu anda verdiği sözler dünyayı 3 derecelik bir küresel ısınma düzeyinde tutmaya yetiyor mu, orası bile tam belli değil.

 

3 derecelik hararet yüksekliği ise dünyanın önde gelen iklim bilimcilerinin neredeyse hepsinin öngördüğü gibi, buzların erimesi, denizlerin yükselmesi, kasırgaların, sellerin artması, açlık, susuzluk, göç, savaş vb ile dünyanın geri dönüşü olmayan noktaya hızla varması demek oluyor.

 

Dünyanın önde gelen düşünür ve aktivistlerinden Profesör Paul R. Ehrlich, bir ay önceki bir vakayinamede (http://acikradyo.com.tr/acik-gazete/acik-gazete-23-mart-2018) aktardığımız gibi, insanlığın Yeryüzündeki tüm hayat biçimlerini ayakta tutan doğal dünyayı yıkmayı sürdürmesi sonucu, yirmi - otuz yıl içinde medeniyetin tuzbuz olup çökmesi olasılığının “kesine yakın” olduğunu ilan etmişti zaten.

 

Bu korkunç akıbeti önlemek için insanın girişimci ruhunun ana hedefi sürekli büyüme tutkusu olduğu sürece, ve büyüme ekonomik ve politik sistemlerin odağında yer almaya devam ettikçe yıkımın 25-30 yıl içinde gerçekleşmesinin neredeyse kaçınılmaz olduğunu da söylemişti.

 

Profesör, “küresel sistemi yöneten ve her sene Davos’ta “dünyayı yoketme” toplantısı yapan bir avuç zenginin, korkunç boyutlara varmış olan servet ve gelir eşitsizliğinin giderilmesine, ve dünyanın tüm nimetlerini aşırı tüketmeyi önlemenin karşısına çıkmalarını da felaketin temel sebep olarak göstermişti. (agy)

 

Gelgelelim Bonn’daki temsilcilerimiz şu meşhur “kural kitabı”nı yazamamışlar işte. Parada anlaşamamışlar da ondan.

 

Amerikan Dostlar Servisi Komitesi adlı kuruluşun Ekonomik Adalet Projesi sorumlusu Rick Wilson da bizi felakete götürecek iki tehlikeli eğilimden bahsediyor son yazısında: Bunlardan biri ekonomik eşitsizlik, öteki iklim değişikliği.

(https://www.commondreams.org/views/2018/05/10/if-extreme-inequality-harms-our-whole-society-what-conscientious-person-do)

 

“Yaygın eşitsizlik dünyada toplumsal gerilimleri artırır, bunun yarattığı hüsran da zehirli siyasi hareketler, nefret grupları, dinci aşırılıklar, silahlı çatışmalar, ırkçılık ve yoksullarla zayıfların hedef alınması gibi olguların yeşerip beslenmesi için bereketli toprakları oluşturur” diyor ve ekliyor: “Böyle zehirli hareketler acılardan beslenir ama nihayetinde asla o acılara derman olamaz.”

 

Wilson, tıpkı Ehrlich gibi, ekonomik ve siyasi güç eşitsizliğinin, iklim değişikliği konusunda anlamlı bir eyleme geçilmesini engellemekte kullanıldığını belirtiyor. Neden? Fosil yakıt ekonomisinden büyük kârlar elde eden zenginler kısa vadeli kârı, uzun vadeli sürdürülebilirliğe daima tercih ediyorlar da ondan.

 

Kural kitabı ile başladık, onunla bitirelim o zaman. Wilson diyor ki:

 

“Kural kitabında gayet net yazıyor: Servetini ve siyasi gücünü iklim konusundaki eylemleri geciktirmekte kullan, öyle ki, sonunda iş işten geçmiş olsun. Ondan sonra da dön ve insanlara ‘nasıl olsa böyle olacaktı’ de.” (agy)

 

Yani: Kural kitabında “kural kitabını yazma!” yazıyor.

 

Vakanüvis ÖM