Açık Dergi: Bizler Veganız

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

7 Ekim Pazar günü Kadıköy'de Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi çağrısıyla Vegan Yürüyüş gerçekleşecek. Hak temelli bir bakış açısındansa adalet ve eşitlik ilkeleri üzerinden örgütlnenen yürüyüş tam da bu manada 4 Ekim tarihli Hayvan Hakları günü çerçevesinde gerçekleşen çok sayıdaki etkinlikten ayrışmakta ve kanımızca bu önemli ve aciliyet yaşıyan bir ayrışma. İnisiyatif'in Açık Gazete ve Açık Dergi'de kısmen paylaştığımız çağrı metnini. burada olduğu gibi sunuyoruz:

 

“Gıda” adı altında her yıl 150 milyardan fazla hayvan, insanlar tarafından öldürülüyor. Bu sayıya vücut salgı ve çıktıları için mal ve kaynak konumunda kullanılan hayvanlar dahil bile değil.

Her yıl dünya üzerinde yüz milyarlarca hayvan çeşitli bahaneler sebep gösterilerek kullanılıyor ve öldürülüyor. Hayvan kullanımının normal sayıldığı bir dünyada sayıları giderek artan veganlar ise hayvan kullanmadan yaşamanın mümkün olduğunu söylemekle kalmıyor; aynı zamanda bunu pratik olarak da göstermiş oluyor.

Veganizmin bir hayat stili, moda ya da sağlıklı yaşam rotası olmadığının dile getirildiği yürüyüşe çağrı metni şöyle devam ediyor:

Tarihsel süreçte adalet denince akla insan geliyor. İnsani değerlerin insan için yüceltildiği bir zamanda yaşıyoruz. Peki ya insan dışı hayvanlar? İnekler, tavuklar, arılar, balıklar… Tıpkı insan gibi acıyı, mutluluğu bilen; sinir sistemine sahip bu bireyler? Bu dünyada var olduklarının farkında olan, bizlerle aynı yer ve zaman ağına takılmış yeryüzünün hissedebilir (acıyı, hazzı bilen) toplulukları. Madem hissedebilirler, madem acıyı biliyorlar; o zaman neden onları kullanıyoruz? Neden onları mallarımız, kaynaklarımız, kölelerimiz yapıyoruz? Hem de bunu yapmaya ihtiyacımız yokken. Hem de bunu yapmadan hayatta kalabiliyorken. Hem bu edim tamamen keyfiyken. Bu resimde siz de bir sorun görmüyor musunuz? “Güçlü olan haklıdır.” fikri size de yanlış gelmiyor mu? Kültür, alışkanlıklar, çoğunluğu takip etmek… Adına ne derseniz deyin bunların hiçbiri hissedebilir canlıların kullanılmadan özgürce yaşamasına engel teşkil etmemeli.

Bizler veganız. Bizler için hayatın merkezinde adalet var. Bu adalet, bireylere göre değişmiyor. Bu adalet anlayışı, mevcutta eksik ve kapsayıcı olmayan güncel pratiğin çemberini genişletiyor; içerisine “öteki”leri yani her yıl yüz milyarlarcası kullanılan, öldürülen; hayatları ellerinden alınan hayvanları dâhil ediyor. Adalet için olmazsa olmaz etik bir gerekliliktir veganlık. İnsan türünün hissedebilir canlılar olan diğer hayvan türleri üzerinde kurduğu ve onları mal ve kaynak olarak konumlandırdığı türcülük (türe göre ayrımcılık) tabanlı hâkimiyetin reddi, adalet için başlama noktamızdır.

Yılda 150 milyardan fazla hissedebilir canlının hayatını elinden aldığımız bir gerçeklikte, sayılara değil hayatlara odaklanıyoruz. Tıpkı her bir insanınki gibi her bir hayvanın menfaati için tek bir gerçek var: özgür olmak! Özgürlük ve adaletin gri alanı yok. Veganizm hayvanların içinde bulunduğu mevcut şartların “iyileştirilmesi ” ya da mevcut şartlar baki kalarak hayvanlara “daha iyi muamele” edilmesi meselesi değil; hayvanların tamamen özgür olacağı bir dünyanın oluşturulması çabasıdır.

Veganlık, bir diyet ya da hayat stili değil. Bu bir moda ya da sağlıklı yaşama trendi de değil. Bu bir adalet meselesi ve adalete hepimizin ihtiyacı var.

Bizler veganız. Henüz vegan olmamış bir dünyada, henüz vegan olmamış kişileri veganlığa çağırıyoruz. Vegan olan herkesi bu yürüyüşe bekliyoruz. Gelin sesimizi genişletelim.