Referandum Sürecinde Çıpa Etkisi

-
Aa
+
a
a
a

Seçimler başta olmak üzere, tercih gerektiren ucu açık durumlarda, karar sürecini etkileyen pek çok açık ve örtük faktör söz konusudur. Bu hafta Açık Bilinç'te bu faktörleri ele aldık.

Açık Bilinç: 31 Ocak 2017
 

Açık Bilinç: 31 Ocak 2017

podcast servisi: iTunes / RSS

1938'de Avusturya'nın Almanya'ya ilhakı referandumu için tasarlanan oy pusulası, açık etkileme faktörleri içinde çarpıcı bir örnektir.

Karar sürecini etkileyen en güçlü faktörler arasında, hem içselleştirilmiş hem de dışarıdan dayatılan örtük psikolojik etkileri sayabiliriz. Örneğin “teyit önyargısı" ('confirmation bias'), kendi inançlarını destekleyen bilgilere öncelik verip, çelişen bilgileri göz ardı etmenin içselleştirilmiş eğilimidir. Bu önyargının etkisiyle, kendi  inancımızı her tekil durumda meşrulaştırmaya çalışırken, büyük resmin doğruluğunu göz ardı edebiliriz.

Teyit önyargısı gibi içselleştirilmiş eğilimlerin ve dışsal örtük telkinlerin gücü, bunların genellikle farkında olmamamızdan kaynaklanır. Bu anlamda, örtük psikolojik faktörlerin kararlarımız üzerinde "subliminal algı"uyaranlarına benzer bir yanı vardır:  Subliminal Algı. Bu konuyu Açık Bilinç'te detaylı bir şekilde ele almıştık.

Referandum sürecinde etkili olabilecek önemli psikolojik faktörlerden birisi, Princeton Üniversitesi'nden psikolog Daniel Kahneman  ve Stanford Üniversitesi'nden Amos Tversky tarafından 1974'de deneysel olarak belgelenen ve zaman içinde başka araştırmalarla desteklenmiş olan "çıpa etkisi"dir.

Kaynak: (İngilizce) Judgment under Uncertainty: Heuristics and Biases

2002'de Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanan Kahneman'ın çalışmaları, Varlık Yayınları tarafından yayımlanan Hızlı ve Yavaş Düşünme başlıklı kitabında da bulunabilir.

Çıpa etkisi hipotezi, belirsizlik içeren durumlarda, elimizdeki ilk bilgi parçalarının kararlarımızı orantısız şekilde etkileyebileceğini öne sürer. Edindiğimiz ilk bilgiler, zihnimizde bir çıpa etkisi yaratarak, biz farkında olmadan vereceğimiz kararları ve davranışlarımızı etkiler. 

Çıpa etkisi, beklenti oluşturmaya yönelik örtük telkinler kategorisindedir. Kapalı Çarşı'da size söylenen ilk fiyatın benzer bir işlevi vardır.

Çıpa etkisine deneysel bir örnek:

İlk grup denekten 1x2x3x4x5x6x7x8 çarpımını 5 sn.içinde yapmaları isteniyor. İkinci grubaysa 8x7x6x5x4x3x2x1 serisi veriliyor.

Çarpımı kısa süreden bitirmek çok zor. Dolayısıyla iki grubun denekleri de, ilk 5 sn. içinde çarpabildikleri sayıdan yola çıkarak, sonuç için bir tahminde bulunuyorlar.

1x2x3x4x5x6x7x8 çarpımı sorulan deneklerin 5 sn. sonunda sonuç ortalaması: 512. 

8x7x6x5x4x3x2x1 çarpımında ise ortalama 2250. 

Niye böyle? (Asıl doğru cevap: 40320! Ama burada bizim için önemli olan, bu iki grubun sonuçları arasındaki fark.)

Çarpmaya 1x2x3x4x5x6x7x8 sırasıyla başlayanların elinde 5 sn. sonunda 8x7x6x5x4x3x2x1 sırasıyla çarpanlara göre daha küçük bir sayı oluyor. Küçük sayıyla sonuç tahmini yapanlarla daha büyük sayıyla tahmin yapanlar arasındaki fark, bu ön verinin (sayının) yarattığı çıpa etkisinden.

Çıpa etkisinin en ilgisiz görülebilecek durumlarda bile geçerli olduğunu gösteren çok sayıda farklı deney ve çalışma var. Bir başka deneyde Afrika uluslarının Birleşmiş Milletler'in yüzde kaçını oluşturduğu soruluyor. Deneklerin çoğu tahmin yoluyla cevap veriyor. Deneyden önce bir rulet masasında topun 10'da durmuş olduğunu görenler ortalama %25 derken, topu 65'de görenler %45 olarak diyorlar.

Rulet masasında topun 10 ya da 65 sayısında durmuş olmasının, Birleşmiş Milletler sorusuyla ne ilgisi var diyebilirsiniz? Haklısınız. Ama gelin görün ki çıpa etkisi burada bile geçerli.

Bir şekilde maruz kaldığımız ön bilginin zihnimizde yarattığı çıpa atma etkisi altında kalmadan, bu çıpadan bağımsız karar vermemiz, öyle görünüyor ki, çok zor.  Çıpa etkisinin gücü daha yakın zamanlarda yapılmış yeni deneysel araştırmalarla da desteklenmiş durumda.

Bir örnek olarak, 1997 Würzburg Üniversitesi'nin bir makalesini okuyabilirsiniz. (İngilizce)

Peki, çıpa etkisinin referandum süreciyle ne ilgisi var? Kararlarımızı yanlış yönde etkileyecek verilere mi maruz bırakılıyoruz? Cevap: Evet.

Yeni Anayasa taslağının TBMM'den geçmesinin hemen ardından medyada hiçbir araştırmaya dayalı olmayan çeşitli referandum tahminleri yer aldı.

Örneğin Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, hiç bir veriye dayanmadan referandum tahminini %75 ihtimalle Evet, %25 ihtimalle Hayır olarak açıkladı.

Bu tür veriye dayanmayan tahminlerin bilgisel değeri olmadığı açık. Ama yine de çıpa işleviyle bizi farkında olmadan etkileme güçleri var. Çıpa etkisi neymiş, bana işlemez diyebilirsiniz. Fakat bilmelisiniz ki bu etkinin varlığını kanıtlayan çoğu denek de tam böyle düşünüyordu. (Örneğin, %75-25 tahmini, oyunuzun rengini değiştirmese bile, kampanya sürecindenki hevesinize ve katkınıza etki edebilir.)

Referandum sürecinde önümüze sorumsuzca sürülen ve aslında bir bilgi değeri içermeyen tahminlerin etkisinde kalmamayı nasıl becerebiliriz? Virginia Üniversitesi'nden psikolog T. Wilson ve ekibinin makalesi, çıpa etkisinin gücünün nereden kaynaklandığını ve nasıl karşı konulabileceğini açıklıyor. (İngilizce)

Zihinlerimizde çıpa işlevi gören faktörler genellikle farkına varamadığımız için güçlüler. Farkındalık etkiyi tamamıyla yok etmese de azaltabiliyor. Bilgi sahibi ve veri kirliliğinin farkında olan kişiler, çıpa etkisine karşı daha az hassaslar. Bizim de dikkat etmemiz gereken şey, tam bu.

Çıpa etkisi konusuna "Hayır" çıkma ihtimalini yüzde seksenin üzerinde görüyorum başlıklı yazısıyla dikkatimi çeken Açık Bilinç'in kadim konuklarından Prof. Cem Say'a teşekkür ediyorum.

Seçim ve referandum süreçlerinde manipülasyon yöntemlerinin sonu yok. Önümüzdeki haftalarda bu konuları tartışmayı sürdürüyor olacağız.