Paylaşımcılık mı Tamahkârlık mı?

Açık Bilinç
-
Aa
+
a
a
a

Bu hafta Açık Bilinç'te, önümüzdeki hafta başlayacak olan 13. Açık Radyo Günleri Dinleyici Destek Projesi'ne atıfla Nature dergisinde paylaşımcılık-tamahkârlık üzerine yayımlanmış ilginç bir çalışmayı aktardık

Açık Bilinç: 15 Mart 2016
 

Açık Bilinç: 15 Mart 2016

podcast servisi: iTunes / RSS

 Makaleye buradan ulaşabilirsiniz.

İçten gelerek paylaşma, hesaplanmış tamahkârlığa karşı! Biz insanlar ilk tepkimiz itibarıyla hangisine eğilimliyiz: Vermek mi, bencillik mi?

Harvard ve Yale Üniversitesi'nden Rand, Greene, ve Nowak'ın çalışması, psikoloji ve matematik alanlarında çok disiplinli bir araştırmanın sonucu.

Bu çalışmanın merkezinde, ekonomi psikolojisinin "Oyun Kuramı" alanında çok kullanılan "Mahkumun Açmazı" oyununun bir versiyonu yer alıyor.

4 kişiyle oynanan oyunda herkesin parasını ortak bir havuza aktarma veya elinde tutma seçenekleri var. Havuz sonra katlanarak bölüştürülüyor

Paylaşımcı olduğunda herkesin ortak kazancı yüksek. Herkes tamahkâr davranır ve havuza para aktarmazsa, kimsenin kazancı olmuyor.

Siz paylaşımcıyken başkaları bencilce davranırsa, onlar kazanırken siz kaybediyorsunuz. Tersi durumda onlar kaybederken siz kazanıyorsunuz.

Denekler zaman kısıtlamasıyla, hemen ve içlerinden geldiği gibi karar vermek durumunda olduklarında daha paylaşımcı ve cömert davranıyorlar.

Deneklerin uzun uzadıya düşünecek, tartıp biçecek zamanları olduğunda, paylaşımcılık azalıyor, tamahkâr ve bencilce davranış artıyor.

Pek çok faktörün dikkatle kontrol edildiği bu oyunun sonuçları bize paylaşımcılık-tamahkârlık ekseninde insan doğasına dair ne söylüyor?

Doğuştan paylaşımcıyken sonradan mı tamahkâr oluyoruz? Bu araştırma genetik eğilimlerimize dair de bir bulgu içeriyor olabilir mi?

"İçten gelerek paylaşma, hesaplanmış tamahkârlığa karşı", Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman'ın kuramsal çerçevesine uygun bir çalışma.

Kahneman'ın ikili düşünme kuramını, Varlık Yayınları tarafından basılan Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabında okuyabilirsiniz.

Kahneman'a göre, hızlı düşünme sezgisel, duygusal, ve bilinçdışı bir sistemle ilerliyor. Yavaş düşünmeyse mantıklı, hesaplı, ve bilinçli.

Rand, Greene ve Nowak hızlı düşünmemizin bizi daha paylaşımcı ve cömert, yavaş düşünmemizinse tamahkâr ve bencil davranmaya ittiğini iddia ediyor.

Bu programda hızlı-yavaş düşünme eksenindeki bu çalışmanın insan doğası hakkında ne söylüyor olduğundan söz ettik.

Prof. Joshua Greene'le geçen hafta Harvard Üniversitesi’nde bir seminerde bu çalışmayı ve insan doğasını tartışmıştık.