GO Şampiyonu Bilgisayarlar, Kendi Dillerini Geliştiren 'Bot'lar, Yapay Zekâ

-
Aa
+
a
a
a

Bu hafta Açık Bilinç’te Yapay Zekâ serisine devam ederek, konuğumuz Prof. Cem Say’la Mayıs 2017’de dünya GO şampiyonluğunu ele geçiren AlphaGo programını, ve Yapay Zekâ'nın geleceği çerçevesinde ırkçı bir söylem geliştiren Microsoft programı TAY’la, kendi aralarında bir iletişim sistemi icat eden Facebook ’bot'larını konuştuk.
 

Açık Bilinç: 26 Eylül 2017
 

Açık Bilinç: 26 Eylül 2017

podcast servisi: iTunes / RSS

Geçen hafta, dünya satranç şampiyonu Deep Blue üzerinden Yapay Zeka'nın gerçekligine dair argümanları incelemiştik.

Bu hafta, satranç ile GO arasındaki farklardan söz ederek, öğrenme algoritmalarının merkezde olduğu yeni bir paradigma içinde çalışan AlphaGo programını ele adık.

Prof. Cem Say son zamanlarda Yapay Zekâ üzerine bir kaç televizyon programında konuk oldu, anlattıkları daha detaylı bir şekilde şu bağlantılardan izlenebilir:

CNN Türk: https://m.youtube.com/watch?time_continue=3&v=h8ReuCEb4xo
HaberTürk: https://m.youtube.com/watch?v=0DEE43p98JY
Bloomberg HT: https://m.youtube.com/watch?v=OzRn5ZFSVbU&time_continue=7

Şimdi GO'ya geri dönelim: 

Deep Blue'nun 1997 satranç şampiyonluğundan AlphaGo'nun 2017 GO şampiyonluğuna kadar Yapay Zeka'da ne değişti?

Yapay Zekâ'nın son yıllardaki büyük atılımı, kural-temelli klasik algoritmalardan öğrenme merkezli "beyin tarzında hesaplama" modellerine geçişle oldu.

Temelleri 1940larda atılmış bu modellemenin Yapay Zekâ'nın geleceği için neler getiriyor olduğunu, gelecek haftaki programda detaylıca konuşacağız.

Bugün "Yapay Nöron Şebekeleri" diye bilinen bu hesaplama modeli, giderek artan "Büyük Veri" yığınlarının erişilir hale gelmesiyle güç kazandı.

“Büyük Veri" ve "Veri Madenciliği" konusunu daha önce Açık Bilinç'te bir kaç programda farklı yönleriyle ele almıştık.

Dünya GO şampiyonluğunu beklenenden erken ele geçiren AlphaGo programının başarısı da, büyük veri kullanan öğrenme algoritmalarına dayanıyor. Tahta üzerindeki olası pozisyon sayısı satrançtan çok daha büyük olan GO'yu, Deep Blue gibi satranç algoritmalarıyla oynamak, çok zor. AlphaGo, daha önce oynanmış GO karşılaşmalarını veri olarak kullanarak, müthiş bir hızla öğrenme ve kendini geliştirme kapasitesine sahip.

 

Google'ın 2014'de satın aldığı Deep Mind şirketinin ürünü olan AlphaGo, 2015'de tanıtılmasının ardından iki yıl içinde iki GO ustasını yendi.

AlphaGo'nun herkesi şaşırtan ilk büyük sürprizi, dünyanın en iyi 2. GO oyuncusu kabul edilen Kore'li Lee Sedol'u Mart 2016'da yenmesiydi.

AlphaGo, Mayıs 2017'de de GO'da dünyanın 1 numarası Çin'li Ke Jie ile 3 maçlık bir turnuvada karşı karşıya geldi.Ke Jie turnuvanın favorisiydi. Ke Jie,AlphaGo'nun önceki karşılaşmalarını incelemiş ve kazanabileceğine kani olmuştu. Ne var ki turnuva 3-0 AlphaGo'nun galibiyetiyle bitti.

Büyük ve çok hızlı bir öğrenme kapasitesine sahip olan AlphaGo da bir yandan Ke Jie'nin maçlarını incelemiş, müthiş bir gelişme kaydetmişti.

Ke Jie'nin sözleriyle:

"AlphaGo geçen yıl büyük bir GO ustası gibi oynuyordu.Şimdiyse bir Tanrı gibi oynar olmuş. Hayata bakışımı değiştirdi."

Yapay Zekâ’nın büyük veriyle hızlı öğrenmeyi merkez alan yeni paradigması, TAY ve Facebook 'bot' davranışlarının beklenmeyen sonuçlarının da anahtarı.

Geçen hafta değindiğimiz, Yapay Zekâ kuşkucularının öne sürdüğü "Girdisi neyse çıktısı da o" argümanının da yeni paradigmayla iyice zayıflamış olduğunu not edelim. Deep Blue'nun aksine, AlphaGo programcıları hızla kendini geliştiren programlarının bir sonraki hamlesini öngöremediklerini söylüyorlar.

Bütün bu gelişmeler Yapay Zekâ'nın geleceği konusunda bize ne söylüyor? Yakın veya uzak gelecekte makinalar insanlığı ele geçirecek güçte mi? Gelecek hafta serinin son programında, Yapay Zekâ'daki paradigma değişikliğinin tarihçesi ve detaylarından ve makina-insan ilişkisinin geleceğinden söz edeceğiz.