Cemaat Mensubiyetinin Psikolojik İç Dinamikleri -2

Açık Bilinç
-
Aa
+
a
a
a

Geçen hafta 1990larda çok farklı kültürel ortamlarda yeşermiş iki tarikattan söz etmiştik: Heaven's Gate (ABD) ve Aum Shinrikyo (Japonya). Bu hafta Gülen cemaat yapısının dünyadaki diğer tarikatlarla benzeyen ve benzemeyen yönlerini ele aldık. Cemaat/tarikat mensubiyetinin psikolojik iç dinamiklerinini,  kognitif disonans (bilişsel uyumsuzluk) kuramı ışığında tartıştık.

Açık Bilinç: 23 Ağustos 2016
 

Açık Bilinç: 23 Ağustos 2016

podcast servisi: iTunes / RSS

Geçen hafta 1990larda çok farklı kültürel ortamlarda yeşermiş iki tarikattan söz etmiştik: Heaven's Gate (ABD) ve Aum Shinrikyo (Japonya). 

Peki, Gülen cemaat yapısının dünyadaki diğer tarikatlarla benzeyen ve benzemeyen yönleri neler? Tarikatlar tarihi bu soruya ışık tutabilir mi? Cemaat/tarikat mensubiyetinin psikolojik iç dinamiklerini anlamak konusunda kognitif disonans (bilişsel uyumsuzluk) kuramı bize ne söylüyor?

Birbirinden çok farklı tarikatlarda ortak nokta, ahir zamanlar, kıyamet vakti, kutsal kurtarıcı gibi metafizik ögeler içeren bir anlatı. Tarikat mensuplarını kendi akıllarına ters gelse de kabul edilen doktrin doğrultusunda davranmaya iten faktörler, bu anlatıda temel buluyor.

Mensubiyetin kutsal bir görev içerdiği ve görevi yapmanın 'ahiret' için belirleyici olacağı inancı, rasyonalizasyonun en önemli iki boyutu. Seçilmiş kurtarıcılar sanılan liderlerin yanlış yapamayacakları inancı,tarikat öğretilerinin yanlışlanamaz olduğu yanılgısını da destekliyor. 

Tarikatlarda liderin hiçbir zaman yanlış yapmayacağı inancı üzerine öncü çalışmayı bilisel uyumsuzluk kuramının kurucusu Leon Festinger yapmıştır. 

ABD'li "Seekers" (Arayanlar) tarikatı, 21 Aralık 1954 sabahı büyük bir selin dünyanın sonunu getireceğine inanmakta ve hazırlık yapmaktadır. "Arayanlar"ın lideri Marian Keech'in kehanetine inanan tarikat üyeleri 'kıyamet öncesi' 20 Aralık 1954'de Keech'in evinde toplanırlar. "Arayanlar", sabaha karşı sel dünyayı yok ederken, yalnızca kendilerinin kurtulacağına inanmakta ve beklemektedirler. Üyelerinin muhakeme yöntemlerini incelemek üzere gizlice tarikata katılmış olan L. Festinger da grubun içindedir.

20 Aralık 1954'de saat geceyarısını geçer, fakat ortada ne sel felaketi vardır ne de "Arayanlar"ı kurtarmaya gelecek olan uzay aracı. 'Kurtarıcı' Keech'in kehaneti doğru çıkmamıştır. Kıyamete hazırlanırken bütün mülklerini devretmiş olan tarikat üyeleri ortada kalmışlardır. Böyle travmatik bir yanılgı sonucunda üyelerin aldatıldıklarını görecekleri ve tarikatın tamamen dağılacağı düşünülebilir. Ama öyle olmaz. 

Keech'e o sabaha karşı kutsal bir mesaj daha gelir. Tanrı, tarikat üyelerinin iyi niyeti sonucunda dünyayı yok etmemeye karar vermiştir!

Festinger ve meslektaşları Arayanlar tarikatı üzerine detaylı bir inceleme yaptı: "Kehanet Yanlış Çıktığında" (1956)

Tarikat öğretisinin ve liderinin mensuplar üstündeki olağanüstü etkisine rağmen bazen eleştirel aklın ve vicdanın baskın çıktığı da olur. Aum Shinrikyo tarikatının 1995 Tokyo metrosu saldırısı,  iki üyenin son andaki tereddütleri yüzünden beklenenden az kayıpla sonuçlanmıştır. 

Darbe yiyen ve/ya dağılma süreci içine giren tarikatların kıyaslamalı tarihçesi ve mensuplarının iç dinamikleri derin bir araştırma konusu. 15 Temmuz sonrasındaki süreçte Gülen Cemaati'nin nasıl bir dönüşüm geçireceğini, varlığını ne şekilde sürdürmeye çalışacağını bilmiyoruz. Gülen cemaati bulguları rahatlıkla bir dizi sosyoloji, psikoloji, ve antropoloji doktora tezine yetecek kadar malzeme barındırıyor.

Cemaat üzerine özenli bir akademik inceleme okumak isteyenler için bir öneri: "Altın Nesil"in Peşinde; Yavuz Çobanoğlu; İletişim Yayınları, 2012.